Yaklaşık bir hafta evden uzaktaydım ve bu sürede DRT23'e yazma fırsatım olmadı. Şimdi bu kısa aradan sonra ilk yazımda, geçen bir haftada yaşadıklarımı kısaca paylaşmak istiyorum.
DRT23'ü takip edenler muhtemelen biliyorlardır Moleküler Biyoloji ve Genetik öğrencisi olduğumu. ÖSS denen ve Türk öğrencisinin kaderi olan o sınavı aştıktan sonra İstanbul Üniversitesi'nde ilk yılımı doldurdum. Bu arada geçen birkaç gün içerisinde okulumla ilgili sevindirici bir haber geldi. Birçoğunuz TV'de veya gazetelerde İstanbul Üniversitesi'nin dünya üniversiteler sıralamasında ilk 500'e giren tek Türk üniversitesi olduğunu görmüşsünüzdür. Henüz bu haberi bilmeyenler de bu yazı aracılığıyla öğrenmiş oluyor. Neyse, bu güzel bir haber ancak iki keşkem var: Birincisi, keşke 400'lü sıralarda değil de ilk 100'de yer alsaydı İÜ. İkinicisi, dünyanın lider ülkeleri arasında yer almak için gelişme sancıları çeken ülkemden en azından birkaç okul daha bu sıralamada yer alsaydı.
İlk yılımı bitirdim dedim, devam edelim. Aslında bizim bölümde - muhtemelen diğer bölümlerde de - ilk yılda staj yok. Ancak hem biraz meraktan hem de şanstan bu yıl kısa bir staj tecrübesi yaşama fırsatım oldu. Ülkemizdeki en gelişmiş genetik laboratuvarlarından biri olan Burç Genetik Tanı Merkezi'nde beş gün geçirdim. Bu sürede çok iyi insanlarla tanışma fırsatım oldu. Beş gün kısa gibi görünse de mesleki olarak da çok şey kattı bana. Hem sektörde çokça kullanılan yöntem ve aletleri görme, tanıma imkanı buldum hem de iş hayatını yakından gördüm.
Türk eğitim sisteminin temel yanlışlarından biri ağır teorik eğitim verilmesi fakat bunun yeterli pratikle desteklenmemesidir. Laboratuvarları olan okullarda da hem zaman kısıtlaması hem de öğrenci sayısı / öğretim elemanı sayısı oranının fazla olması nedeniyle eğitimin kalitesi düşmektedir. Bu noktada ülkemiz gerçeklerini kabul ederek sorumluluğu üzerimize almamız gerekiyor. Öğrenci arkadaşlarıma tavsiyem herşeyin hazır olarak sunulması alışkanlığından vazgeçmek ve şartları zorlamak. Bu hem yeni fırsatlar sunacaktır bizlere hem de öğretimin yanına hayatı tanıma anlamında eğitimi de koyacaktır.
Yorum Gönder
Yorum yaparken Türkçe'yi doğru kullanma ve argo sözcüklerden kaçınma hassasiyetiniz için teşekkürler!