Bir Blogun Felsefesi

Hiç şüphesiz iletişim doğal bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyacı gidermenin çeşitli yolları doğada yer alan her canlıda mevcuttur. Doğanın bir parçası olan insan da iletişim yeteneğine sahiptir. Ancak insanoğlunu diğer canlılardan ayıran önemli bir yeteneği de başka hiçbir canlı türünün sahip olmadığı konuşabilme özelliğidir ve bu özellik bizlerin sahip olduğu gelişmiş düşünme gücümüzden kaynaklanan bir ihtiyacı gidermeye yönelik doğal bir sonuçtur.

Ancak konuşmanın yetersiz kaldığı noktalarda iletişimin daha etkili yollarını aramak gerekli olmuş ve bu noktada sanat devreye girmiştir. Yazmak da konuşmak gibi - fakat sonradan icat olunmuş - bir iletişim aracı olmakla birlikte düşünceleri ve duyguları kitlelere iletme hususunda sanata dönüşür. Bundan sadece edebiyatı kast etmiyorum. Çünkü edebiyat deyince bu blogda yazılan yazıların sadece bir kısmı bu kavramla örtüşür. Ancak hem bu blogda hem de diğerlerinde insanlar fikirlerini, hislerini, bilgilerini kendi yazım tarzları doğrultusunda paylaşmaya çalışıyorlar. O halde herbiri edebiyat ürünü sayılamamakla birlikte sanal dünyada bireylerin paylaşım aracı olarak kullandıkları her özgün yazı - elbette dil kurallarına doğru ölçüde uymakla birlikte - aynı zamanda sanattır. Elbette herbirinin etkisi ve ele alınışı farklı ölçülerde olacaktır, ancak bu paylaşımları sadece iletişimin modern bir yöntemi olarak görmek yanlış olacaktır.

Ben bu blogu yazmaya elbette ortaya bir sanat eseri çıkarmak için başlamadım; tıpkı diğerleri gibi. Amacım bu iletişim platformundan faydalanarak bazen güncel bazen de genel konularda fikir ve duygularımı paylaşmaktı. Fakat bunu yaparken şu noktaya mümkün olduğunca dikkat ettim: Popüler ve güncel bir konu hemen her yerde haber olur, hakkında birşeyler yazılır. Elbette böylesi her haberi yazmak için ne vaktim var ne de burası bir haber sitesi. Yani DRT23'te yer alması için benim de ilgilendiğim, üzerinde yorum yapabileceğim bir konu olması ilk şart oldu, olacak. Bu şart hem blogu belli bir çizgide tuttu hem yazı konusu çok popüler olsa da ortaya çıkan yazı özgün oldu hem de ben yazarken keyif aldım.

Blogun yürüdüğü bu yol konu seçimi bakımından çok keskin olmadığı gibi konuların ele alınış tarzı bakımından da çok keskin değil. Ancak buradaki "keskin değil" ifadesi "belirsiz, muğlak" gibi anlamlarla karıştırılmamalı. Zaten konu seçiminden bahsettim. Gerçeği bir keresinde DRT23'te yer alan bir ankette bazı katılımcılar belli konulara odaklanmamın daha doğru olacağını ifade etmişlerdi. Aslında daha çok kişiye hitap etmenin, bu kadar çok blog ve site arasından sıyrılıp popüler olmanın şartlarından biri de buymuş gibi görünüyor. Nihayetinde insanlar bu blogu çoğunlukla Google gibi sitelerde bir şeyler ararken keşfediyor ve belli konularda yoğunlaşma o içerikte aramalarda bulunma olasılığını arttırıyor. Ancak ben blog yazmaya başlarken kendime böyle bir hedef belirlememiştim. Bugün de böyle bir hedefim yok.

Elbette daha çok kişiye ulaşmak önemli. Daha çok insanın yazılarımı okuması, yorumlaması daha güzel olurdu. Ancak geride kalan bir yıl itibariyle ulaştığım okuyucu sayısı, diğer bazı bloglarla karşılaştırınca sınırlı kalmakla beraber başlangıçta beklediğimden daha iyi. Bu sayı çeşitli çabalarla arttırılabilir. Ancak benim için okuyucu sayısı belli bir hedef olmaktan ziyade doğal bir sonuç. Konuları ele alış tarzım ise elbette konu türüne ve yazının yorumlu haber mi yoksa makale mi olduğuna bağlı olmakla birlikte hiçbir şekilde belli bir kalıp düşüncenin empozisyonu amacını gütmedi. Zaten böylesi bir kalıp düşünce sisteminin esiri değilim.

Peki bu blogu yazarken bu kadar özgür ve rahat hissetmemin başka bir nedeni var mı? Evet, var: Gelir kaygısı taşımamam. Elbette teknolojiyi para kazanmanın bir yolu olarak blog dünyasında kullananlara bunun yanlış olduğunu söyleyerek bir genelleme yapma hatasına düşmem. Çünkü bazıları yazarken bir yandan para kazanmayı da isteyebilir ki bunu normal karşılarım. Ancak daha büyük çoğunluğu para kazanmak için yazıyormuş gibi görünüyor. Aslında bu da yanlış değil. Ancak en azından benim şahsi kanaatim böylesi bir amacın yazma keyfine ket vuracağıdır. Bu nedenle DRT23'e reklam almama politikam bu blog olduğu sürece devam edecek.

Bu blog olduğu sürece demişken şunu da eklemek gerekir. Google, Blogger hizmetini sürdürdüğü müddetçe DRT23 de yayında olacaktır. Ancak bu hep yazacağım anlamına gelmiyor. Zaten kim böylesi bir söz verebilir ki? Önemli bir aksilik çıkmadıkça ara ara yazmaya devam edeceğim. Bu aralar zaman zaman sınavlar gibi nedenlerle uzuyor. Zaman zaman da yazacak uygun bir konu veya neden olmuyor. Yine de kısa aralarla yazmaya çalışıyorum.

Hedef belirlemek ve ona ulaşmak için çalışmak güzeldir; ancak bazen yolun sonu için beklentiye girmektense bu yolda nasıl yürüyeceğini hedef olarak belirlemek daha güzeldir. İşte DRT23'ün felsefesi de kısaca budur.

2 yorum

yazılarını henüz keşfettim ve diyebilirim ki gördüğüm en samimi blogger'lardan birisin. Yazıların seviyeli ve hoş. Bu yazıya değinmek gerekirse, özelikle para konusunda sana katılıyorum. İlk başlarda ben de para kazanma isteği içindeydim ancak koyduğumuz reklamların zararı yararından çok. Zaten birşey de kazanılmıyor, tabi bunu herkes için söylemiyorum. Hiti fazla olan bloglar karlı olabilirler.

Dikkat ettim, senin hit gibi bir meselen yok galiba. Yani, ziyaretçi bana gelsin felsefesiyle gidiyorsun. Eğer tanıtım yaparsan blogunun gerçekten çok beğenileceğini sana söyliyeyim :)

Ayrıca TV menüsüne girdiğimde "Bu site bilgisayarınıza zarar verebilir" gibi bir uyarı ile karşılaşıyorum. Dikkat edersen sevinirim. Başarılar...

Yanıtla

@Mûhibbî,

Güzel yorumun için çok teşekkürler. Belirttiğin gibi benim için kaç kişinin ziyaret ettiği değil, kaç kişinin yazılarımı okuduğu ve bundan keyif aldığı önemli. Daha çok hit değil, ama daha çok okuyucu için tanıtım yapmak isterdim. Ama şimdilik aklımda bunu yapmaya dair bir fikir yok. Aslında kısıtlı vaktim var ve bu vakitte çok fazla blog okuma şansım olmuyor. Böyle olunca da diğer blogger'larla iletişimim pek olmuyor. İnsanlar biraz şans eseri burayı buluyor. Neyse böyle de fena değil.

Uyarın için de sağol. Ancak ben TV ye girince uyarı çıkmadı. Acaba senin kullandığın güvenlik programı mı bu uyarıyı verdi?

Yanıtla

Yorum Gönder

Yorum yaparken Türkçe'yi doğru kullanma ve argo sözcüklerden kaçınma hassasiyetiniz için teşekkürler!