Esperanto

Kimse ana dilini öğrenmekte -en azından konuşma anlamında- zorluk çektiğini söylemez. Çünkü dünyaya gelir gelmez bu dilin seslerini, sözcüklerini duymaya başlarız ve bu yıllarca sürer. Bu süreçte dünyaya dair öğrendiğimiz herşeyi beynimize bu dilin birimlerini kullanarak kaydederiz. Yani bir bakıma dil sadece insanlar arasındaki sesli iletişim aracı değil, aynı zamanda beyinde bilgilerin depo edilmesinde kullanılan bir araçtır. İçimizden, sessizce birşeyler düşünürken de dil kullanırız. Sonra aynı dili bu düşünceyi ifade etmekte kullanırız. Gel gör ki iş yabancı bir dil öğrenmeye gelince zorluk çekmemek herkesin harcı değildir. Sanırım bundan şu yedi, sekiz dil bilenleri ayırmamız gerekir!

Herhalde bir yüz yıl önce dahi yabancı dil bilmek çok az kişi için zaruriydi. Aslında bugün de bir yabancı dil bilmenin abartıldığı kadar mühim olmadığı bir gerçek. En azından sadece belli bazı meslek grubundan kişiler için doğal olarak zorunlu. İşimiz gereği, meraktan veya sadece "hava olsun" diye yabancı dil öğrenmek istediğimizde bizi bir dolu zorluk bekler.

Öncelikle bugüne kadar ana dilimizdeki sözcüklerle belirttiğimiz tüm nesne veya durumlara yeni sözcükler adamamız gerekir. Bazıları kullanıldıkça akılda kalıcı olur ve hatırlaması kolaydır (İngilizce'deki "I", "ben" gibi); bazılarıysa olabilecek en zor harf kombinasyonundadır sanki (Latince'deki "citrullus colocynthis", "ebucehil karpuzu [Bu ne?] gibi). İkincisi dil kurallarının farklılığıdır. "Önce özne miydi, nesne miydi?", "Bu sözcüğün çoğulu nasıl yapılıyordu?" gibi bir dolu soruyla boğuşmak gerekir.

Bir dili onu ana dili olarak kullananlar kadar iyi konuşamamamızın temel nedeni düşünürken beynimizin hala ana dilimizi kullanıyor olmasıdır. Ancak çok uzun süre ve sürekli bu yabancı dili kullanırsak beynimizi artık bu dilde de düşünebilme yönünde eğitebiliriz.

Bazı ülkelerde aynı topraklarda yaşayan insanlar bile farklı dilleri konuştuklarından birbirlerini anlayamıyorlar. Fakat gelişen teknoloji ile dünya insanları birbirine yaklaşıyor. Bu da uluslararası ilişkilerde ortak bir dil zorunluluğu doğuruyor. Günümüzde bu dil İngilizce. Belki bir gün tahtını başka bir dile kaptırır veya insanlığın ortak dili olur. Şimdiden bunu kestirmek oldukça zor. Ama insan "Neden İngilizce?" diye soruyor. Her ulus yüzlerce, binlerce yılda oluşturduğu ana dilini bir kenara atıp başka bir ulusun dilini kullanmaya razı olmaktan kaçınıyor. Ama bir gün kabul etsek de etmesek de ana dilimizin artık antik bir dil olduğunu, ondan tamamıyla farklı bir dil kullanmakta olduğumuzu fark edebiliriz. Bu değişim yavaş fakat çok derinden olacaktır.

Neyse, gelecekten bahsetmeyi bir kenara bırakıp günümüze, yok yok yüz yirmi yıl kadar geçmişe gidelim. 1887'de Polonyalı bir göz doktoru kullanılması ve öğrenilmesi kolay, hiçbir ulusa ait olmayan tamamen yapay bir dil yapmayı kafasına koymuştu. Ludwik Lejzer Zamenhof hiç değişmeyen, istisnası olmayan ve kelime köklerini genellikle Avrupa dillerinden alan Esperanto dilini icat etti. Morfolojik olarak bitişken dillere (Türkçe de bu gruptadır.) banzeyen bu dilin 16 ana kuralı vardı.

Latin harflerini -birkaçı hariç ve yerine birkaç yenisi olmak üzere- kullanan dil yapboza benziyor. Mesela isimler "-o", zarflar "-e", sıfatlar "-a", fiiller "-i" ile bitiyor. Sözcükler sonuna "-j" getirilerek çoğul yapılıyor. En güzel yanıysa öğrenirken ezberlemek zorunda bırakan istisnai durumların olmaması. Bir kuralı biliyorsanız bunu tüm sözcüklere uygulayabilirsiniz.

Esperanto hala yaşamakta olan bir dil ve dünyada bu dili konuşan 1,6 milyon kişi olduğu sanılıyor. Meraklıları bu dili bilenlerden ve onlar tarafından hazırlanan kitaplardan, dergilerden öğreniyor. Ancak hiçbir ulusa ait olmadığı için dünyaya yayılması çok zor. Üstelik bir dil için çok kısa bir yaşa sahip. Bir de bu dili öğrenmek için merak dışında ciddi bir sebebin olmayışı da Esperanto'nun önünü kesiyor. Ancak yine de böyle ortak bir dil geleceğin dili olabilir. Ülkeler İngilizce yerine tarafsız bir dil üzerinde uzlaşmaya varabilir. Böyle bir durumda dünya genelinde bir kaç jenerasyon sonra milyarlarca kişinin ana dili Esperanto olabilir.

Yorum Gönder

Yorum yaparken Türkçe'yi doğru kullanma ve argo sözcüklerden kaçınma hassasiyetiniz için teşekkürler!