Meslek seçimi bir insanın hayatında aldığı en önemli kararlardan birisi hiç süphesiz ki. Sonuçta hepimiz zamanımızın önemli bir kısmını işimizle ilgilenerek geçiriyoruz. Dolayısıyla insanın bu kadar çok zamanı boşuna harcadığını düşünmesi ya da yaptığı işten keyif almaması hayat kalitesinde ciddi bir düşüş demek. Ancak kabul etmeliyiz ki bir meslek edinmeye giden yol olan üniversite seçimlerimizi erken yaşta yapıyoruz. O yaşlarda çoğumuz iş hayatına dair hiçbir şey bilmediğimiz gibi seçtiğimiz ya da seçmediğimiz meslekler hakkında da pek bilgili olmuyoruz. Şanslı olanlarımız etrafında o isle ilgilenen insanları gözlemleme, onlara danışma fırsatına sahip oluyor. Yine de çevremizde ilgilendiğimiz mesleklere sahip insanları bulmak ya da onlara danışmak çoğu zaman mümkün olmuyor. Özellikle son yıllarda ortaya çıkan birçok ilginç meslek ile ilgili neredeyse hiç bilgi bulamıyoruz. İşte böyle yakın geçmişe kadar çok bilinmeyen ve bu yüzden hakkında jeneriğin ötesinde bilgi edinmenin zor olduğu mesleklerden birisi de moleküler biyoloji ve genetik (MBG).
Bu yazıyı benim de zamanında geçtiğim ÖSS ve ertesindeki üniversite, bölüm seçme aşamasındaki genç arkadaşlarımız için yazıyorum. Onlara internette hakkında kısıtlı bilgiye ulaşabildikleri MBG hakkında bilgi vermek istiyorum. Dahası bu yazıya bugün bu meslek ile ilgilenen arkadaşlarımın da görüşlerini ekleyeceğim ki konu tek bir bakış açısından ele alınmış olmasın. Yani şanslısınız; içeriden bilgi alıyorsunuz :)
Adım adım akıllardaki soruların yanıt bulması açısından mülakat gibi soru - cevap şeklinde bilgileri sıralamayı uygun buldum. Bu aynı zamanda yazıya katkı sağlayan arkadaşlarım için de bir şema oldu. Ama soru ve cevaplardan önce MBG nedir, çok kısaca bahsetmekte fayda var.
Aslında ben MBG'yi bir meslek olarak tanımlamayı pek uygun bulmuyorum. MBG, yaşam bilimleri olarak adlandırılan ve canlılara dair her türlü araştırmanın yapıldığı bilim alanının dallarından birisidir. Kategorizasyon açısında biyomedikal bilim dallarından biridir demek de doğrudur. Bugünün dünyasında bilim alanları oldukça dallanmış ve budaklanmıştır ve birçoğu da iç içedir. Yani MBG alanında eğitim almak genel olarak ilginizi çeken herhangi bir yaşam bilimleri / biyomedikal bilimler alanına yönelmenizin önünü açar. Yani alt yapınız oluştuktan sonra kanser biyolojisi, hücre biyolojisi, biyokimya, biyofizik, nörobiyoloji, insan genetiği, biyomühendislik, biyoinformatik gibi sayısız alandan birinde yolunuza devam edebilirsiniz. Bu alanların birçoğu insan biyolojisini ve hastalıklarını irdeleyen çalışmalar yapar. Ancak ekoloji, evrim, koruma biyolojisi gibi insan dışındaki canlıları konu alan alanlarda da çalışabilirsiniz. Araştırmaları başka bir açıdan temel bilimler, sağlık ve teknoloji odaklı olarak kategorilere ayırmak da mümkündür.
Fark ettiğiniz gibi MBG alanında eğitim almak geniş bir alanda ilginizi çeken araştırma konularına yönelme fırsatı verir. Her ne kadar üniversitelerde bu bölümün temel amacı bilim insanı yetiştirmek olsa da özel sektörde bilimsel araştırma dışında başka pozisyonlarda iş bulma fırsatı da vardır. Maalesef ülkemizde biyoteknoloji istenen düzeyde yatırım almadığı için, bu iş alanları yeterince geniş değildir. Bu konuda şahsen çok bilgi sahibi olmadığım için detaylara girip yanıltıcı bilgiler vermek istemiyorum. Ancak benim tavsiyem gerçekten bilim insanı olmak istiyorsanız ve bilimsel araştırma yapmanın ne demek olduğunu kavrıyabiliyorsanız MBG alanına yönelmeniz. MBG okuyup bilim kariyeri yapmak istemezseniz elbette diğer olasılıklar da var ama bu diğer olasılıklar için başka bölümlerden mezun olmak daha avantajlı olabilir.
Şimdi bu girizgahtan sonra soru - cevap bölümüne geçelim. İlk önce sorulara benim verdiğim cevapları okuyacaksınız. Sonra diğer arkadaşlarımın cevaplarını yazının devamında bulabilirsiniz. Ben bu yazıyı yazmakta iken sorulara cevap veren benden başka bir kişi var ama ilerleyen zamanlarda yazı editlenecek ve başkalarından gelen cevapları da bulabileceksiniz.
Soru-Cevap 1
Yanıtlayan: Ben (Blogun "
Hakkında" sayfasından detaylara ulaşabilirsiniz.)
Çocukken ne olmak isterdiniz?
Birçok çocuk gibi zamanla farklı şeylere ilgi duydum. Ama sanırım hayatıma ve tercihlerime bu anlamda en çok etkisi olan şeylerden biri çocukken büyük keyifle okuduğum çocuk/gençlik ansiklopedileriydi. İnsanoğlunun dünyadaki macerası ve doğanın geçirdiği evreler, gezegenimiz ve uzaya dair okuduklarım beni tam anlamıyla büyülemişti. Bu yüzden bilimsel araştırmalar yapmak, isimleri tarihe geçmiş okuduğum bilim adamlarından biri olabilmek çok güzel bir hayaldi. Bugün bilim alanında olmaktan dolayı kendimi oldukça şanslı görüyorum. Sanırım çocukluk hayallerimden biri gerçek oldu!
Nasıl MBG okumaya karar verdiniz? Zor bir karar oldu mu?
Hayatta maalesef herşey hayal kurmak kadar keyifli ve kolay değil. Yani zor bir karar oldu diyebilirim. Lisenin son yıllarında ayakları daha yere basan bir seçenek olan tıp, çevreden gelen etkiyle de birlikte ön plana geçti. Birçok kişi tarafından anlaşılmasa da kendi adıma doğru olduğuna inandığım bir yolu seçtim nihayetinde.
Okula başladığınızda aradığınızı bulduğunuzu hissettiniz mi? Hayal kırıklıkları da oldu mu?
Neredeyse dinlediğim her ders heyecan verici geliyordu. Hemen hergün yeni birşeyler öğreniyordum. Ancak aynı zamanda teorinin ötesine geçememenin verdiği bir hayal kırıklığı vardı. Bir de insanın zamanla daha iyi idrak edebiliği hayata dair gerçekler, geleceğe dair sorular oluşturuyordu. Yine de sevgi, hayal kırıklıklarını da her türlü sorunu da aşabilirdi.
Teorik dersler ve laboratuvar derslerinin yeterliliği/çeşitliliği uygun bir düzeyde miydi?
Lisansı okuğum üniversitede genel olarak teorik dersler iyiydi. Ancak hangi alanda eğitim alıyorsanız alın sadece profesörlerinizin size herşeyi öğretebilmesi olası değildir. Kitaplardan ve internetten okumalar yapmak ve size sunulanla yetinmemek gerekir. Ancak teorinin ötesinde moleküler biyoloji uyuglamalı bir bilimdir ve çok sayıda metodu uygulayabilmeyi ve çeşitli laboratuvar araçlarının, donanımlarını kullanabilmeyi de gerektirir. Ancak moleküler biyoloji araç ve malzemeleri epey pahallı olduğundan öğrenci laboratuvarlarında çok fazla pratik eğitimi alamadığımızı (kendi dönemim ve lisans üniversitem için) söyleyebilirim.
Bu tecrübeyle yeniden ÖSS zamanında olsaydınız, yine MBG seçer miydiniz? Ya da alternatifleriniz neler olurdu?
Evet, yine MBG seçerdim. O zaman açısından düşünürsek, MBG'ye alternatif pek bir bölüm yoktu. Zaten MBG de sadece birkaç üniversitede vardı. Ancak tıp okuyup hastanede doktor olarak çalışmak yerine araştırmacı olmak bir alternatif olabilirdi.
Bu tecrübeyle yeniden MBG okuyor olsaydınız nelere daha çok dikkat ederdiniz?
Staj bizim dönemimizde/bölümümüzde zorunlu değildi. Yine de stajlar yaptım ve özellikle bunlardan biri (uzun dönemli yaptığım) oldukça faydalı olmuştu. Staja daha da çok önem verip uzun dönemli ve bir projeye odaklı olarak çalışmaya dikkat ederdim. Mezuniyet sonrası bilimsel araştırma yapmak isteyenlere tavsiyem bir hocanın (bu başka bir üniversitede bile olabilir) laboratuvarında en azından 3. ve 4. sınıf süresince düzenli olarak çalışmaları. Bir iki aylık yaz stajı pek faydalı olmayacaktır. Diğer alanlara yönelmek isteyenler de uygun bir işte yarı zamanlı olarak çalışmaya başlamalı 3. ve 4. sınıfı okurken. Her ikisi de (laboratuvarda çalışmak, bir firmada çalışmak) mezuniyet sonrası karar vermenizi ve lab/iş bulmanızı kolaylaştıracaktır.
Mezuniyet yaklaşırken kafanız karışık mıydı yoksa ne yapmak istediğiniz konusunda kararlı mıydınız?
Master - doktora eğitimi almak istiyordum. Kararlıydım diyebilirim ama yine de sadece karar vermek yeterli olmadığından her yeni mezun / mezun olmakta olan öğrenci gibi ben de stresli süreçlerden geçtim.
Şu an hangi işle meşgulsünüz? İşinizi biraz tarif eder misiniz? Kazanç konusunda hak ettiğinizi aldığınızı düşünüyor musunuz?
Onkoloji dalında doktora yapıyorum. Hayatım deneyler, makaleler, sunumlar, dersler ekseninde geçiyor diye durumumu tarif edebilirim. Bireysel olarak bir haksızlığa uğramıyorum ama doktora ve doktora sonrası araştırmacılarının yaptıkları iş ile gelirleri maalesef orantılı değil.
MBG okumak isteyenlerde ne gibi özelliklerin olması avantajdır?
Sabır, sorgulama, sürekli öğrenmeye açık olmak, düzen, detaylara dikkat edebilmek, kavramlar arası ilişki kurabilmek, objektiflik gibi özellikler oldukça faydalı olacaktır. Her ne kadar bilim insanları sosyal görünmese de kendi aralarında iletişime çok ihtiyaç duyarlar :) İyi iletişim yeteneği de faydalı olacaktır. Bir de hangi alanda olursa olsun bilim yapmak istiyorsanız tüm dünyada bilim dili olarak hakim olan İngilizce'yle aranızın iyi olması gerekiyor.
Üniversite ve bölüm seçmekte olan gençlere ne tavsiyeleriniz olur?
Sınava girip tercih yapmayın; tercih yapıp sınava öyle girin! Başka insanların fikirlerini alın ama son kararı kendiniz verin. İnternetten de bolca araştırın. Hem seçmek istediğiniz bölümleri hem de üniversiteleri... Üniversiteler arasında dağlar kadar kalite farkı olduğunu da unutmayın.
Eklemek istediğiniz başka şeyler var mı?
Umarım cevaplarım MBG ile ilgili soruları olan okuyuculara faydalı olur.
---
Soru-Cevap 2
Yanıtlayan: İsmini vermeden soruları yanıtlamak isteyen, MBG mezunu bir arkadaşım.
Çocukken ne olmak isterdiniz?
Çocukken bir astronot yahut bir bilim adamı olmayı isterdim.
Nasıl MBG okumaya karar verdiniz? Zor bir karar oldu mu?
MBG okumaya aslında tercih aşamasında karar verdim. Ve zor bir karar oldu.
Okula başladığınızda aradığınızı bulduğunuzu hissettiniz mi? Hayal kırıklıkları da oldu mu?
Okula ilk başladığımda benim için çok hayal kırıklıkları oldu. Aslında aradığımın bu olmadığını bir MBG eğitiminin bu şekilde olmaması gerektiğini düşünüyordum.
Teorik dersler ve laboratuvar derslerinin yeterliliği/çeşitliliği uygun bir düzeyde miydi?
İ.Ü MBG'de kesinlikle lablar yetersizdi (vasatın çok altında). Aslında ders isimleri bakımından teorik dersler yeterli ve çeşitli gibi dursalar da onlar da içerik ve güncellik bakımından yetersizdi.
Bu tecrübeyle yeniden ÖSS zamanında olsaydınız, yine MBG seçer miydiniz? Ya da alternatifleriniz neler olurdu?
Şu anki tecrübemle ve aynı ÖSS sıralamasıyla tercih yapıyor olsam İ.Ü. MBG seçmek yerine Koç, Sabancı, Boğaziçi ya da Bilkent gibi okulların kimya ya da biyoloji bölümlerinden birisini seçer ve ilerisinde bu okulların çift anadal ya da yandal programlarını kullanarak MBG'de de okurdum. En azından bu okullarda farklı bölümlerden seçmeli ders alma seçeneğinde faydalanırdım.
Bu tecrübeyle yeniden MBG okuyor olsaydınız nelere daha çok dikkat ederdiniz?
-
Mezuniyet yaklaşırken kafanız karışık mıydı yoksa ne yapmak istediğiniz konusunda kararlı mıydınız?
Mezuniyet yaklaşırken kararsız değildim.
Şu an hangi işle meşgulsünüz? İşinizi biraz tarif eder misiniz? Kazanç konusunda hak ettiğinizi aldığınızı düşünüyor musunuz?
Şu an akademik kariyer yapmakla meşgulüm. TÜBİTAK projesinde çalışıyorum. Ancak tüm akademisyenler gibi hakettiğimi aldığımı düşünmüyorum.
MBG okumak isteyenlerde ne gibi özelliklerin olması avantajdır?
MBG okumak isteyen öğrencinin para konusunda kısa vadede herhangi bir hedefi olmamalı. Bence temel sorun para. Çünkü muhtemelen mezun olduktan sonra uzun bir süre ancak kendilerini geçindirecek kadar para kazanacaklar. Bunun dışında pozitif bilime önem veren, çalışkan ve disiplinli öğrencilerin bu alanda başarılı olacağına inanmaktayım.
Üniversite ve bölüm seçmekte olan gençlere ne tavsiyeleriniz olur?
-
Eklemek istediğiniz başka şeyler var mı?
-
---
Soru-Cevap 3
Yanıtlayan: İsmini vermeden soruları yanıtlamak isteyen, MBG mezunu bir arkadaşım.
Çocukken ne olmak isterdiniz?
Çocukken doktor ve aynı zamanda bilim adamı olmak isterdim.
Nasıl MBG okumaya karar verdiniz? Zor bir karar oldu mu?
Karar vermek zor olmadı çünkü MGB okumayı önceden beri istiyordum.
Okula başladığınızda aradığınızı bulduğunuzu hissettiniz mi? Hayal kırıklıkları da oldu mu?
Doğruyu söylemek gerekirse biraz hayal kırıklığına uğradım. Tam benim istediğim gibi değildi. Modern derslikler ve laboratuvarlar yoktu. MBG yeni bir bölüm olduğu için hocalar çok fazla [Türkçe] kitap öneremiyordu, ders notlarıyla çalışıyorduk. Öğrenciler araştırmalara katılmıyordu, belki sayı fazla olduğu için. Ama genelde istediğim şeyi buldum.
Teorik dersler ve laboratuvar derslerinin yeterliliği/çeşitliliği uygun bir düzeyde miydi?
Pek söylenemez, yeterli değildi.
Bu tecrübeyle yeniden ÖSS zamanında olsaydınız, yine MBG seçer miydiniz? Ya da alternatifleriniz neler olurdu?
-
Bu tecrübeyle yeniden MBG okuyor olsaydınız nelere daha çok dikkat ederdiniz?
Bu tecrübeyle tekrar MBG okuyor olsaydım her konuyla ilgili bol bol PubMed’ten makale okurdum. Derlemeler yapardım, araştırma yapardım, hocaları daha sık rahatsız ederdim. Sadece dersi geçmek için çalışmazdım.
Mezuniyet yaklaşırken kafanız karışık mıydı yoksa ne yapmak istediğiniz konusunda kararlı mıydınız?
Evet kafam biraz karışıktı, ne yapacağıma tam olarak karar verememiştim. Bir taraftan kariyer hayatını düşünüyorsun, diger taraftan yaşaman gereken hayatın zor şartları var. Ailen daha fazla sana bakamaz, geçinmek için para kazanmaya başlaman lazım. Burs imkanları da sınırlı olunca herkes [yüksek lisans, doktora] okuyamıyor. Burada da not sisteminin büyük eksikliği ortaya çıkıyor.
Şu an hangi işle meşgulsünüz? İşinizi biraz tarif eder misiniz? Kazanç konusunda hak ettiğinizi aldığınızı düşünüyor musunuz?
Şu anda yüksek lisans yapıyorum ve bir genetik tanı merkezinde de çalışıyorum. Yaptığımız şeyler rutin genetik testlerdir. Gelen değişik numunelerden DNA izole ediyoruz ve çeşitli metotlarla (PCR, rtPCR, sekanslama vb.) mutasyonları analiz ediyoruz. Verdiğim emeğin karşılığını aldığımı düşünmüyorum.
MBG okumak isteyenlerde ne gibi özelliklerin olması avantajdır?
MBG okumak isteyenler öncelikle bu bölümü sevmeliler. Gerçekten de çok güzel ve ilginç bir bilim dalıdır. Onlarda araştırmacı ruhu olması gerekir ve sabırlı olmalılar.
Üniversite ve bölüm seçmekte olan gençlere ne tavsiyeleriniz olur?
Tavsiyem MBG okuyun, geleceğin bölümüdür.
Eklemek istediğiniz başka şeyler var mı?
Eklemek istediğim herşeyden önemli olan okuduğunuz bölümde arkadaş edinmek. Çalışmaktan çok bazen seni iten, moral veren arkadaşların oluyor. Kafayı dağıtmak için boş zamanlarda onlarla kahve içer, parkta çekirdek çıtlarsınız, gelecekle ilgili hayallerinizi konuşursunuz, problemleri paylaşırsınız. Evet, arkadaşlar çok önemli ve okul bittikten sonra da onlarla hala iletişimdeyseniz gerçek arkadaşları bulmuşsunuz demektir. Ben bu konuda kendimi çok şanslı hissediyorum. Herkese başarılar dilerim.