Amfi Yerine Tribün

Yazının başında oldukça kalabalık bir tribün fotoğrafı yer alıyor ancak ben maç veya spor konulu bir yazı yazmayacağım. Ortak nokta, eleştirmek istediğim "kalabalık". Benim rahatsız olduğum şey sınıflardaki kalabalık.

Daha birkaç ay evvel "Pedagojik Formasyon ve Eğitim Sisteminin Çıkmazları" başlıklı yazımda eğitim sistemimizdeki bazı hatalardan yakınmıştım. Orada çözüm yollarından biri olarak kontenjanların yeniden düzenlenmesi gerektiğini yazmıştım ama kast ettiğim şey kesinlikle kontenjanların arttırılması değildi! Sanki YÖK yetkilileri yazımı okumuş da tersten anlamış gibi :) Şaşılacak şey ama ÖSYM'nin açıklamasına göre bu yıl üniversite kontenjanları %20 artmış. Öyle yüzde iki, üç değil; tam yüzde yirmi! Merak ediyorum dünyanın neresinde üniversite kontenjanları bir yılda bu oranda arttırılabilir.

Sorun sadece yeterli altyapının (sınıf, laboratuvar vs) veya öğretim üyesinin olmaması da değil üstelik. Bunca insan üniversite okuyorum diye yıllarını ve parasını harcayacak, sonra işsiz kalacak. Yazık değil mi insanların emeğine?

Yıllık üniversite kontenjanı 1 milyona yaklaştı. Peki, bir yılda liselerden kaç kişi mezun oluyor? ÖSYM sınavları ne anlama geliyor? Herkes üniversite mezunu olmak zorunda mı? Yüksek öğretime insanlar keyif için mi gidiyor yoksa daha iyi bir gelecek için mi? Peki, bu haliyle kaç üniversite öğrencilerine iyi bir gelecek için yardımcı olabiliyor?

Herkesin hem fikir olacağı gibi önemli olan nicelik değil, nitelik. Yoksa lise gibi üniversitelerin ne anlamı var ki?

Herşeyi netliğe kavuşturacak bir nokta: Şu an üniversitede okuyan gençlerin kaçta kaçı okuduğu üniversiteden ve bölümden memnun; kaçta kaçı gelecek kaygısı taşımıyor?

Sanırım bütün bu soruların cevapları belli. O halde neden olması gerekenin tersine hareket ediliyor bilemiyorum ama yüksek eğitimde gidişat endişe verici görünüyor.