Yaklaşık iki yıl önce NASA'ya bağlı bir grup bilim insanı Dünya'da yaşayan bir bakteri türünün DNA yapısında yaşam için zorunlu olan elementlerden fosfor yerine, toksik bir element olan arseniği kullanabildiğini açıklamıştı. Bu açıklama bilim dünyasını iki nedenle heyecanlandırmıştı: Öncelikle bu diğer bütün canlılardakinden farklı bir DNA molekül yapısı demekti. İkincisi, uzayda bir yerlerde bizim umduğumuzdan çok farklı moleküler kompozisyonda canlıların var olabileceğine dair somut bir örnekti.
Ben de "Uzaylıları Dünya'da Aramak" başlıklı yazımda bir paragrafta haberi şöyle özetlemiştim:
Ancak son zamanlarda bu araştırmayı ciddi şekilde eleştiren yayınlar yapılmış. İlgilenenler detaylı haberi buraya tıklayarak okuyabilir. Özetle, bakterilerin büyüdüğü ortamda az miktarda da olsa fosfor bulunuyormuş. Bu da gösterir ki bu bakteri türü bildiğimiz diğer bütün canlılar gibi yaşamak için altı temel elementten biri olan fosfora bağımlı (diğerleri: karbon, hidrojen, azot, oksijen ve kükürt). Yani uzayda bir yerlerde bizim bildiğimizden farklı moleküler yapıda canlılar olma olasılığı çok düşük. Çünkü Dünya üzerinde oldukça uç şartlarda (aşırı sıcak, asidik, tuzlu vs ortamlarda) varlığını sürdürebilen canlılar bile temelde aynı moleküler yaşam setini kullanıyor. Evrende, yaşam için elverişli, Dünya benzeri çok az gezegen biliniyor ve hiçbiri tam olarak Dünya gibi değil. Bu da ne kadar büyük olursa olsun uzayda yalnız olma olasılığımızın fazla olduğunu gösteriyor.
Biraz da duruma bilimsel etik çerçevesinde değinmek istiyorum: Bilimde her zaman hata olabilir ve bu başka araştırmacılar tarafından tespit edilip düzeltilebilir. Ancak bu deneyde ortamda fosfor bulunmadığını açıklayıp sonra az da olsa fosfor olduğunu açıklamak gerçek bilgiyi yanıltıcı olacak şekilde gizlemek oluyor ki bu durum bilimsel etik sınırlarını aşıyor. Yine de bu durumda ilgili araştırma grubunun kesinlikle art niyetli olduğunu söyleyemeyiz; zira olayın bütün detaylarını bilmiyoruz.
Astrobiyoloji adına bir dönüm noktası olarak görülen çalışmanın hatalı çıkması yine de uzayda yaşamı arayış çabalarını sekteye uğratmamalı. Nitekim, hala bilmediğimiz çok şey var ve bilinmez bizim için birçok sürpriz saklıyor olabilir.
Ben de "Uzaylıları Dünya'da Aramak" başlıklı yazımda bir paragrafta haberi şöyle özetlemiştim:
Şimdi yeni bulguyu özetleyelim: NASA'dan uzmanlar Kalifornia'daki Mono gölü çamurundan izole ettikleri GFAJ-1 ırkından bakteriyi (tuzu seven Halomonadaceae ailesinden) kültür ortamında yaklaşık 1 yıl çoğaltıyor. Bu süre zarfında besiyerindeki fosfor miktarını zamanla azaltıp yerine arsenik miktarını arttırıyorlar. Ortamdan fosfor alamayan bakteriler onun yerine arseniği kullanmaya başlıyor. En çarpıcı bulgu ise ortama adapte olan bu bakterilerin fosfor yerine arseniği DNA yapısında bile kullanmaya başlaması.
Ancak son zamanlarda bu araştırmayı ciddi şekilde eleştiren yayınlar yapılmış. İlgilenenler detaylı haberi buraya tıklayarak okuyabilir. Özetle, bakterilerin büyüdüğü ortamda az miktarda da olsa fosfor bulunuyormuş. Bu da gösterir ki bu bakteri türü bildiğimiz diğer bütün canlılar gibi yaşamak için altı temel elementten biri olan fosfora bağımlı (diğerleri: karbon, hidrojen, azot, oksijen ve kükürt). Yani uzayda bir yerlerde bizim bildiğimizden farklı moleküler yapıda canlılar olma olasılığı çok düşük. Çünkü Dünya üzerinde oldukça uç şartlarda (aşırı sıcak, asidik, tuzlu vs ortamlarda) varlığını sürdürebilen canlılar bile temelde aynı moleküler yaşam setini kullanıyor. Evrende, yaşam için elverişli, Dünya benzeri çok az gezegen biliniyor ve hiçbiri tam olarak Dünya gibi değil. Bu da ne kadar büyük olursa olsun uzayda yalnız olma olasılığımızın fazla olduğunu gösteriyor.
Biraz da duruma bilimsel etik çerçevesinde değinmek istiyorum: Bilimde her zaman hata olabilir ve bu başka araştırmacılar tarafından tespit edilip düzeltilebilir. Ancak bu deneyde ortamda fosfor bulunmadığını açıklayıp sonra az da olsa fosfor olduğunu açıklamak gerçek bilgiyi yanıltıcı olacak şekilde gizlemek oluyor ki bu durum bilimsel etik sınırlarını aşıyor. Yine de bu durumda ilgili araştırma grubunun kesinlikle art niyetli olduğunu söyleyemeyiz; zira olayın bütün detaylarını bilmiyoruz.
Astrobiyoloji adına bir dönüm noktası olarak görülen çalışmanın hatalı çıkması yine de uzayda yaşamı arayış çabalarını sekteye uğratmamalı. Nitekim, hala bilmediğimiz çok şey var ve bilinmez bizim için birçok sürpriz saklıyor olabilir.
Yorum Gönder
Yorum yaparken Türkçe'yi doğru kullanma ve argo sözcüklerden kaçınma hassasiyetiniz için teşekkürler!