Başarı İçin Özelleşme Şart Değil


Zaman zaman üniversite yemekhanesinde "Ücretsiz eğitim istiyoruz!" benzeri ifadelerin yer aldığı çeşitli öğrenci kulüp ve birliklerince dağıtılmış duyuru notlarıyla karşılaşıyorum. Duyuruların dağıtıldığı yer devlet üniversitesi olunca aslında bunu biraz garipsiyorum. Üniversite harçlarının - ki ülkemizde ödediğimiz harçlar hem ABD hem de AB devlet üniversitelerinden daha ucuz - kaldırılması fena olmazdı hani ama bazı öğrencilerin boş yerlere para savurup sonra eğitimleri için ödedikleri üç kuruşu çok bulmaları işin asıl tuhaf yanı. Elbette herkes böyledir demiyorum. Gerçekten maddi sıkıntı çekenler için harç muhafiyeti olmalı - burada kast ettiğim kişiler ailesinin evi, arabası olup hala şikayetçi olanlar değil, gerçekten sıkıntı çekenler.

Neyse, aslında buradan girip esas konuya ulaşacaktım ama biraz uzattım galiba. Esas konu SPK (Sermaye Piyasası Kurulu) Başkanı Prof. Dr. Vedat Akgiray'ın talihsiz ifadeleri. Kendisi, Boğaziçili Dergisi'nde (adından da anlaşıldığı üzere Boğaziçi Üniversitesi öğrenci ve mezunları dergisi) Boğaziçi Üniversitesi'nin (BÜ) özelleşmesi gerektiğini savunurken İstanbul Üniversitesi (İÜ) ve İstanbul Teknik Üniversitesi'nin (İTÜ) 60'lı yıllardaki başarısını kaybettiğini ve aynı şeyin BÜ'nün başına da gelmesinden korktuğunu örnek vermiş. Şimdi bu ifadenin neresinden eleştirmeye başlamak gerekir bilmiyorum ama üniversitelerin özelleşmesini savunan kişinin SPK başkanı olması anlamlı görünüyor.

Ülkenin geleceği adına devlet ve vakıf üniversitelerinin birlikte var olması gerektiğine inanıyorum. Üniversitelerin başarısı ile özel veya devlet kurumu olmaları arasında bir bağ olmadığı da ortada. Ayrıca İÜ ve İTÜ'nün hala Türkiye'nin en önemli üniversitelerinden oldukları ve birçok alanda BÜ'den daha başarılı oldukları halde neden kötü örnek olarak gösterildiklerini de anlamış değilim.

Ben sözü daha fazla uzatmayacağım; çünkü İÜ Rektörlüğü, kamuoyu duyurusunda gerekli cevabı vermiş:

SPK Başkanı Prof. Dr. Vedat AKGİRAY'ın 18 Nisan 2010 tarihinde Boğaziçili Dergisi'ne verdiği röportajda yer alan "Boğaziçi özelleştirilmezse İstanbul Üniversitesi ve İ.T.Ü'ye döner. Bu üniversitelerin 60'larda dünya çapında olan değerlerini kaybetmesi gibi Boğaziçi de değerlerini kaybeder" ifadelerini üzülerek okumuş bulunmaktayız.

Kendisi de bir akademisyen olan Sn. Akgiray'ın üniversitelerin gerçek değerlerinin bilimsellik ve bilimsel üretim ile ölçüldüğünü bilmesi gerekir. Bir ekonomik tercih olan özelleştirme ile Üniversitelerin değer kazanacağını düşünmek en hafif deyimiyle akademisyen ruhuna ve felsefesine ters düşmektir. Üniversitelerin ticaret veya sermaye kazanımları için kurulmuş kurumlar olmadığını hatırlatmak zorunda bırakılmaktan dolayı mutlu değiliz.

İstanbul Üniversitesi 60'lı yıllardaki "bilimsel ve etik" değerlerini bugün de kendisine bayrak etmiş ve bu misyonuyla devamlı gelişme ve değişmeyi hedeflemektedir. Bunun kanıtları 2007, 2008 ve 2009 yıllarında dünyanın ilk 500 üniversitesi arasında yer almamızdır ve bu gerçekle Sn Akgiray'a gereken en anlamlı cevabı vermiş olduğumuzu düşünüyoruz.

Bu talihsiz beyanın Sn Akgiray'ın kendi bilim ortamında da taraftar bulmadığını bizzat Boğaziçi'li mensup ve mezunlardan duymamız bizi sevindirmiştir. "Geçmişten Geleceğe Bilim Köprüsü" olan köklü ve büyük İstanbul Üniversitesi'ni yakından tanımak, bilim ve bilimsellik kavramıyla Üniversitemizin değerlerini nasıl kazandığı ve koruduğu konusunda aydınlanmak isterse SPK Başkanı Sn Prof. Dr. Vedat AKGİRAY'ı konuk etmekten mutlu olacağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz.


İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü

Yorum Gönder

Yorum yaparken Türkçe'yi doğru kullanma ve argo sözcüklerden kaçınma hassasiyetiniz için teşekkürler!