Beyaz Saray'a Siyah Başkan


Nihayet merakla beklenen Amerika Birleşik Devletleri başkanlık seçimi gerçekleşti ve zorlu yarışı kazanarak Beyaz Saray'a çıkmayı başaran isim Barack Obama oldu. Böylece son sekiz yıldır birçok eleştiriye rağmen bildiğini okuyan George Bush için perdelerin kapanma vakti geldi. Sekiz yıllık Cumhuriyetçi Parti yönetiminden sonra ülkeyi Demokrat Parti lideri Barack Obama yönetecek.

Kampanya Süreci

ABD'de başkanlık seçimleri her dört yılda bir yapılıyor ve aynı kişi en fazla iki kez başkan olarak seçilebiliyor. Bütün tartışmalara ve eleştirilere hatta nefrete rağmen koltuğunu korumayı başaran ve Birleşik Devletler'e sekiz yıldır başkanlık yapan George W. Bush için döneminin sonunun yaklaşması ABD'de yeni bir başkan ve yeni bir soluk için heyecanın başlamasıyla aynı anlama geliyordu. Gafları, kraker yerken boğulma tehlikesi atlatması, Ginger'dan düşmesi, Afrika yerlileriyle dans etmesi gibi ilginç ve güzel anıları ardında bırakarak Beyaz Saray'dan ayrılacak Bush. Ancak keşke tek bıraktıkları bunlar olsaydı! Hepsi doğrudan Amerikan halkını ilgilendirdiği gibi diğer dünya milletlerini de etkileyen bir dizi karar ve strateji ile geride aynı zamanda bir enkaz bırakmayı da başardı. Enkaz demek abartılı gibi gelebilir ama milyarlarca doların akıtıldığı iki cephede süren savaş ne kazandırdı? Saddam Hüseyin öldürüldü ve birkaç tehlikeli kişi (!) daha; öte yandan ne Bin Ladin yakalandı ne iddia edilen Irak'taki nükleer silah tesisleri bulundu. Harcanan onca paranın yanında bir de yüzlerce Amerikan askeri öldürüldü.

Bırakılan tek sorun kapanması gereken cepheler değil üstelik. Geçen birkaç yılda süper güce olan güven ve uluslararası saygı dibi boyladı. Son aylarda başlayan ekonomik kriz de cabası. Yüksek vergiler ve sağlık sistemi gibi halkın gündemi olan diğer sorunlar...

Yeni başkan ülkeyi bu zor durumda devralacaktı. Seçim yaklaşırken hızlanan kampanyalarla adaylar ön plana çıkmak için yarıştı. Barack Obama ülkenin ilk siyah başkanı, eski başkan Bill Clinton'ın eşi Hillary Clinton ilk bayan başkanı olmak için sahnedeydi. Barack Obama ve ekibi etkili kampanyaları sayesinde Clinton'ı egale ettiler ve Obama Demokratların başkan adayı oldu. Şimdi iş daha da büyümüş ve ciddileşmişti. Geriye kazanılması gereken bir seçim, halkı ikna içinse birkaç ay kalmıştı. Rakip, yani Cumhuriyetçilerin adayı John McCain ise babası donanmada komutanken kendisi Vietnam'da yıllarca esir kalmış ve işkence görmüş eski bir askerdi. Ama galiba imajının en önemli unsuru geçmişi değil beyaz oluşuydu. Siyah bir başkan Beyaz Saray'a çıkabilir miydi?



Kader Yolunu Bulur

Kara kıta Afrika'da doğmuş bir çocuk bir gün dünyanın en güçlü adamı olmayı hayal edebilir mi? Neden olmasın? Kendisi olmasa bile oğlu olabilir mi?

Obama'nın Kenyalı babası Harvard Üniversitesi'nde burslu okuma fırsatı bulur ve rüyalar ülkesine öğrenci olarak gider. Burada tanıştığı Kansaslı beyaz bir kadınla evlenir ve Barack 1961'de dünyaya gelir. Ancak farklı dünyaların insanları olan annesi ve babası o daha iki yaşındayken boşanır. Babası ülkesine dönerken ona bakan annesi yine uluslararası bir aşk (!) yaşar ve Endonezya'ya taşınır. Öz babası da üvey babası da müslüman olmasına rağmen Barack hristiyan okullarında okur. Dört yıl sonra Hawai'ye dönen Barack eğitimine burada devam ederken ona çok sevdiği büyükannesi ve büyükbabası (annesinin ebeveynleri) bakar.

Başarılı bir öğrenci olan Barack önce Columbia Üniversitesi'nde (New York) Siyasal Bilimler sonra da Harvard Üniversitesi'nde Hukuk okur. Siyaset ve hukuk alt yapısı ile siyasete atılır ve sekiz yıl boyunca eyalet (Illinois) senatörlüğü yapar. ABD Senatosu için ilk kez aday olduğu 2004 yılında seçimi kazanır. Sadece birkaç yıl sonra hedefinde kendisi için siyasetin zirvesi olan ABD başkanlık koltuğu vardır. Peki bu hızlı yükseliş devam edecek midir?

Yargılanma Günü

Milyonlarca dolar akıtılan seçim kampanyası reklamlarıyla, vaatleriyle, kitlelere hitaben yapılan konuşmalarıyla, Hollywood yıldızlarının destekleriyle, renkli adaylarıyla ve adaylar hakkında öne sürülen iddialarıyla sona erince geriye yapılacak tek şey kaldı: Amerikan halkının oylarını beklemek.

Seçim öncesinde yapılan araştırmalarda zaman zaman bir aday zaman zaman da diğeri öne geçiyordu. Seçim günü sandık başlarında yapılan oylamalarda da sonuçlar birbirine çok yakındı. Bazı eyaletlerde hangi partinin kazanacağı aşağı yukarı belliydi, ancak bazıları belirsizdi ve seçimin kaderi biraz da bu eyaletlerdeki seçmenlerin ellerindeydi. Son ana kadar süren heyecan son oyların sayılmasıyla sona erdi ve Obama seçimi kazandı.

Dikkat çekici kampanya süreci genelde seçimlere katılımın düşük olduğu ABD'de seçmenin dikkatini çekmiş olacak ki bu yıl seçimlere katılım rekor bir seviyedeydi. Yaklaşık 130 milyon oy hangi eyaletlerde hengi partinin kazandığını belirledi. Sayıca oy oranından ziyade hangi partiden kaç delegenin seçildiği ABD seçimlerinde daha önemli. Başkanlık için o partinin delege sayısının 270'i geçmesi gerekiyor. Salı günü yapılan seçimde Obama kendisi için yeterli olacak sayıdan çok daha faza delegeye sahip: 349 Demokrat, 173 Cumhuriyetçi delege seçildi. Bu sonuçlarla Obama, Amerika Birleşik Devletleri'nin 44. ve aynı zamanda ilk siyah başkanı oldu.

"İhtiyaç Duyduğumuz Değişim"

Bu sloganla yola çıkan Barack Obama, ABD için bir tabuyu yıktı ve Beyaz Saray'a çıkan ilk siyah başkan oldu. Prosedür sorunsuzca işlerse Ocak ayında Obama ailesiyle birlike Beyaz Saray'a taşınacak ve Bush dönemi resmen sona erecek. Ancak yukarıda da bahsettiğim gibi Obama'yı kolay bir başkanlık dönemi beklemiyor. Sanırım büyük başın derdi büyük olurmuş sözü de tam olarak bunu ifade ediyor. En az iç siyasette ne yapacağı kadar dış siyasetteki tavrı da çok önemli. Başta ekonomik kriz, ülke imajı, halihazırda süren Irak ve Afganistan savaşları ve ne kadar yer tutar bilmiyorum ama ekolojik kriz olmak üzere birçok konuda ondan yenilikçi ve etkili adımlar atması bekleniyor.

Obama'nın vaat ettiği değişim ne ölçüde yaşanacak ve neyi ne kadar değiştirecek bunu zamanla göreceğiz. Ama esas değişim insanoğlunun kafasında başlar; öyle görünüyor ki Amerikan halkının kafasında bazı şeyler değişmeye başlamış. Umarım bu seçim Amerikalılar ve tüm dünya için hayırlı olur!

Yorum Gönder

Yorum yaparken Türkçe'yi doğru kullanma ve argo sözcüklerden kaçınma hassasiyetiniz için teşekkürler!