Bu sabah okuduğum gazetedeki bir köşe yazısı ilgimi çekti. Yazar liderlikle ilgili kısaca fikirlerinden bahsetmiş. Ama benim asıl ilgimi çeken yazarın düşüncesi değil, yazısında yer verdiği bir anekdottu. Anekdot ünlü İngiliz siyaset adamı ve eski İngiltere Başbakanı Winston Churchill'in bir anısı:
Bir gün Churchill'in tiyatrocu arkadaşı ona bir mektupla yeni bir oyun sahneleyeceğini haber verir ve mektubuyla birlikte ilk gece için iki kişilik davetiye gönderir. Arkadaşı: "Senin bir arkadaşın olabileceğini sanmıyorum ama yine de iki kişilik davetiye gönderdim..."demektedir mektubunda. Kısa süre sonra Churchill'den cevap mektubu gelir: "Sevgili Bernard maalesef ilk gece oyununa gelemeyeceğim, başka işlerim var. Senin bir oyununun ikinci bir gecesi de olacağını zannetmediğimden herhalde yeni piyesini izleyemeyeceğim."
Winston Churchill'in bu anısı onun boş yere döneminin en iyi siyaset adamlarından biri olmadığının bir göstergesi. Dikkat edilirse bizim tarihimizde çok sayıda dahi denebilecek siyaset adamı yetiştiremediğimiz, genelde askeri dehası ön plana çıkan devlet yöneticilerine sahip olduğumuz görülür. Ne yazık ki bu özellikle Osmanlı tarihinde masa başında çoğu zaman başarısız olmamıza ve dış ülkelerin kurnaz oyunlarını geç farketmemize neden olmuştur. Ancak başta Kemal Atatürk olmak üzere dönemine damgasını vurmuş siyaset dahilerimiz olmuştur.
Ne yazık ki Atatürk'ten sonra gelen yöneticilerin hiç biri bu ülkeyi kısa sürede kökten etkileyen işlere imza atamamıştır. Gerçeği rahmetli Turgut Özal'ı ayrı bir kefeye koyabiliriz. Her ne kadar onun dönemini pek hatırlamasam da bu ülkenin batıya yönelmesinde ve yeniden atılım yapmasında önemli katkıları olduğunu biliyorum. Ancak genel anlamda Atatürk sonrası Cumhuriyet döneminde ön plana çıkan, dahi olduğunu söyleyebileceğimiz bir siyasetçi olduğunu sanmıyorum. Bunun nedeni belki bu topraklar üzerinde bu kadar oyun oynanırken yöneticilerin yenilkçi, ilerici hareket etmesinin zor olması ya da yeni devletin ciddi maddi sıkıntılar yaşaması ve bunları aşmak için dost ve müttefik ülkelerden hibe edilen parayı kabul etmeye mecbur kalması ve sonrasında mahcup olmamaya çalışması olabilir. Elbette bilmediğimiz daha nice şey bu ülkenin karma karışık siyasi alt yapısını oluşturuyor. Bence başa geçen yöneticilerin hareket alanı zaten kısıtlı ülkemizde. Ancak suçu tamamıyla zorunlu şartlarda aramak yanlış olur. Nicelerinin devleti yönetirken ceplerini doldurduklarını, tüm sülalelerini iş güç sahibi yaptıklarını da biliyoruz. Almanya eski Başbakanı Gerhard Schröder'in kardeşinin o başbakanken işçi olarak hayatını kazandığını biliyor muydunuz? İşte şeffaf toplum budur. Bizde de her dönem neredeyse istisnasız mecliste torpil notları ortada dolaşır ve basına yakalanan siyasilerin yüzü bile kızarmaz. Böyle bencil bir toplum oluvermişiz ve böyle bir toplumdan kendi çıkarlarını değil, ülkesinin çıkarlarını ön planda tutan davlet adamı çıkması oldukça zor.
Devlet adamı profili, üzerinde uzun uzadıya konuşulabilecek bir konu. Ama ben kısa keseceğim. Yukarıda bahsettiğim anekdot aslında iyi bir devlet adamının zekasını ve espri yeteneğini gösteriyor ve öyle sanıyorum ki bu ikisi diğer özelliklerle birlikte iyi bir yöneticide bulunması gereken özellikler. Özellikle kendi milletinin evladına, vatandaşına yalnız seçim öncesi değil her daim saygı ve sefkatle, ilgiyle yaklaşmak; her türlü eleştiriyi sabırla dinlemek iyi bir yöneticide olması gereken nitelikler. Vatandaş sinirlenebilir, heyecana kapılabilir, kontrolünü kaybedebilir ama koskoca bir devleti temsil eden kişi sabırlı ve dikkatli davranmak zorundadır. Her nedense bu bana Başbakanımızın vatandaşa ani çıkışlarını ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin bir yurttaşına küfür etmesini hatırlattı. Sarkozy umrumda değil ama neredeyse halkın yüzde ellisinden oy alan ve benim de pek çok açıdan - özellikle ilk dönem için konuşuyorum - başarılı bulduğum Tayyip Erdoğan umarım ani çıkışlarını frenleyebilir. Çünkü iyi bir lider ağırbaşlı ve soğukkanlı olmalıdır.
Yorum Gönder
Yorum yaparken Türkçe'yi doğru kullanma ve argo sözcüklerden kaçınma hassasiyetiniz için teşekkürler!