Teknolojinin Geleceğine Dair


Binlerce yıl önce ateşi keşfeden atalarımızın heyecanını ve merakını hiç düşündünüz mü? Artık eti pişirip yiyebilecek, geceyi aydınlatabilecek ve kışın ısınabileceklerdi. Bu onlar için inanılmaz bir adımdı ve hayatlarını büyük ölçüde kolaylaştırdı. Bugün etrafımız farkında olduğumuz ya da olmadığımız binlerce teknoloji ile çevrili ve çoğunun değerini bilmiyoruz. Son yıllarda yaşandığına bizzat şahit olduğumuz cep telefonu devrimini düşünürsek, ondan önce ve ondan sonra şeklinde bir kıyaslama yaparsak birçoğumuz için ne ölçüde önemli olduğunu daha iyi fark edebiliriz. Ancak asıl soru teknolojinin ne ölçüde hayatımızı kolaylaştırdığı ve iyi ya da kötü değiştirdiğinden ziyade bu değişimin hızı.

İnsanlık tarihinde ateşin keşfi, yazının icadı gibi birçok önemli gelişme birbirinden oldukça uzak zamanlarda, yani geniş zamansal aralıklarla gerçekleşmiştir. Fakat geride bıraktığımız son bir - iki yüzyılda tarihte daha önce hiç olmadığı ölçüde hızlı değişime maruz kaldık. Bugün faydalandığımız, şöyle bir sayınca aklınıza gelecek teknoloji ürünlerinin çoğunun bu zaman aralığında geliştirilmiş olması sizi de şaşırtmıyor mu? Bu değişimin oranını fark etmenin en iyi yolu belki de geçmişten günümüze her yüzyıldan birer canlandırma resmin (mümkün olsaydı gerçek görüntülerin) ardı ardına incelenmesi olabilir. Size sunabileceğim böyle bir koleksiyon yok ama filmlerden vb. hatırınızda kalan görüntüleri bunun için kullanabilirsiniz.

Bu sürece teknolojinin gelişme hızı dersek hızın en çok arttığı, yani ivmenin maksimuma ulaştığı bir dönemden geçiyoruz. 18. yüzyılın sonlarına dek doğaya dair bazı temel yasaları anlamış ve birkaç alet, araç geliştirmişiz de nedense 19. yüzyıldan itibaren ve özellikle 20. yüzyılda geriye kalan herşeyi bir anda üretmiş gibiyiz. Aslında şöyle de diyebiliriz: yüzlerce yıl hayal etmişiz de son iki yüzyılda bütün hayallerimizi gerçekleştirmişiz gibi. Bu ani sıçramanın birçok nedeni olsa gerek. Aslında çok basit bir soyut açıklama tümünü özetleyebilir: Teknoloji üssel artışla gelişiyor. Yani yeni bulunan herşey bir sonraki birkaç şey için temel teşkil ediyor. Bunu 2^0'dan başlayarak 2'nin üsleri olarak yazarsak (^ üssü işaretidir): 1, 2, 4, 8, 16, 32, 64, ..., 131072, 262144... Başlangıçta uzun bir süre aradaki fark azdır: 1, 2, 4, 8... Ancak bir süre sonra fark iyice artar: 131072.

Elbette bu basit bir açıklama ve benzetme. Bunu bir grafiğe dökseydik artarak artan bir parabol elde ederdik:


Grafik: zamanla teknolojinin gelişme hızı

Şimdi bu parabolun üst ucunda olduğumuzu düşünürsek soru bundan sonra ne olacağıdır. Elbette gelişim birden bire durmayacaktır ve hatta asla durmayacaktır - insanoğlu var olduğu sürece. Ancak gelişimin hızında dramatik bir düşüş öngörebiliriz. En azından bu benim şahsi fikrim. Neden mi böyle öngörüyorum? Bence yanıt hayallerimizde saklı. Çünkü bugüne kadar birçok insan çağına göre fantastik bir sürü hayal kurdu: kuşlar gibi uçmak, denizin altında balık gibi yüzmek, şehirleri trenlerle birbirine bağlamak, uzaya gitmek, robotlar üretmek vs. Bunların tümü bugün gerçek ve bundan sonra sadece biraz daha geliştirilebilir ya da değiştirilebilir. Ama çok dramatik bir ilerleme beklenemez. Yine cep telefonlarını düşünün: Artık cep bilgisayarı olarak adlandırabiliriz ama bundan sonra görüntü çözünürlüğü artabilir, hızlanabilir vs. ancak çok fazla ileriye gidemez. Sizce daha ne eklenebilir? Farkındaysanız cep telefonlarının dizaynları bile birbirine benzemeye başladı.

Belki geriye zamanda yolculuk yapmak, uçan arabalar üretmek, uzaya koloniler kurmak, androidler (insansı robotlar) yapmak gibi bazı hayaller gerçekleştirilmek üzere hala bekliyor. Bazıları daha çok uzun yıllarca bekleme listesinde kalacak gibi görünüyor. Bir gün gerçekleşecek olsalar da bunlar eski hayaller! Son çeyrek asırda bunlar kadar radikal ve yenilikçi, hayal gücünü zorlayan ne hayal ettik? Galiba parabolün ucunda ilk yavaşlayan şey hayal gücümüz oldu. Artık Jules Verne gibi yaratıcı bilimkurgu yazarları yoksa, çoğu şey var olanların modifikasyonundan ibaretse bu çıkarımı hangi tezle çürütebiliriz ki!

Belki de şimdi var olanları sindirme zamanıdır. Midemiz boşalınca, karnımız acıkınca yeni hayaller avlamaya çıkabiliriz. Pişirmek için ateşimiz de var!

3 yorum

Son cümle beni iyi güldürdü doğrusu. Üssel artışla güzel bir açıklama getirmişsin ama şunu da unutmamak gerek. Bu teoriye göre artık çok daha kısa zamanda çok yol katedeceğiz. 2^500 ile 2^501 arasındaki farkı hayal etmek bile güç ;)

Yanıtla

@ MaFiAMaX,

Evet ama teori bugüne kadar olan gelişmeyi açıklamak için. Bundan sonra böyle devam edebilir de etmeyebilir de. Bence artık üssel artış benzeri gelişmenin sonuna yaklaşıyoruz. En azından bir süreliğine.

Yanıtla

Bu grafiğe tamamen katılamam ama biraz daha ivmenin ucunu eğimli göstermemiz halinde daha gerçekçi olacağı kanısındayım.

Yanıtla

Yorum Gönder

Yorum yaparken Türkçe'yi doğru kullanma ve argo sözcüklerden kaçınma hassasiyetiniz için teşekkürler!