Son günlerde gündeme gelen bir habere göre nüfusu kalabalık üniversiteler YÖK (Yüksek Öğretim Kurumu) tarafından bölünecekmiş. Şu anda ben bu yazıyı üniversitemin bilgisayar laboratuarından yazıyorum ve kısa olan vaktimde bu konu hakkında bir iki şey söylemek istiyorum.
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'ın basına verdiği demeçlerde bahsettiği şey öğrenci nüfusu 40 binin üzerinde olan üniversitleri bölmekle ilgili. Ancak henüz ayrıntılar belli değil; yani değerlendirme aşamasındalar. 40 bin temsili bir rakam. Muhtemelen bu sayıyı belirlemek için fazla çabalamadılar. Peki 40 binin üzerinde öğrencisi olan üniversitler hangileri? Başta İstanbul, Marmara, Gazi, Selçuk, Uludağ üniversiteleri var. Bu düşünce hayata geçerse bu okulların fakülteleri bölünecek ve birinden en az iki yeni okul kurulacak. İşte bizim kolay çözümümüz bu!
Öncelikle bu okulları bölerken fakülteler neye göre ayrılacak? Yeni okulların isimleri ne olacak? Mezunlar, öğrenciler, okul yöneticileri ne düşünüyor? Bunların bazıları oldukça köklü ve yurt dışında tanınan okullar?.. Böyle bir bölme işlemi okulların durumunu genel olarak zora sokmaz mı?
İsim sorununa muhtemel bir çözüm Fransa'nın dünyaca ünlü üniversitesi Sorbonne gibi olabilir belki: Sorbonne-1, Sorbonne-2. İstanbul-1, İstanbul-2; Gazi-1, Gazi-2... Eğer bölünecekse en azından isimlendirmeyi bu şekilde yapmak en doğrusu olur. Ama işin bu noktaya gelmesine yine de izin verilmemeli.
Sorunun kaynağına inelim. Bölme nedenleri ne? Öğrenci fazlalığı ve bundan kaynaklanan yönetim güçlüğü. Peki soruyorum, öğrenci sayısını bugüne kadar kim belirledi? Üniversiteler mi? Hayır, YÖK. Bizzati hem okulları ahırlara çevirir gibi her sene kontenjanları katlayacaksın ikişer ikişer. Ve göz boyamak için buna yaparken hiç sormayacaksın öğretim elemanı, bütçe, altyapı bunun için yeterli mi diye. Sonra fark edince üniversitleri kapasite fazlası yüklediğini "Hadi, bunları bölelim!" demek kolay. Daha kolayı var, yardım edeyim: Kontenjanları düşürün! Sonra bu eksikliği gidermek için bu şehirlere yeni üniversitler kurun. Ama bir zahmet tabela üniversitler olmazsa iyi olur!
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'ın basına verdiği demeçlerde bahsettiği şey öğrenci nüfusu 40 binin üzerinde olan üniversitleri bölmekle ilgili. Ancak henüz ayrıntılar belli değil; yani değerlendirme aşamasındalar. 40 bin temsili bir rakam. Muhtemelen bu sayıyı belirlemek için fazla çabalamadılar. Peki 40 binin üzerinde öğrencisi olan üniversitler hangileri? Başta İstanbul, Marmara, Gazi, Selçuk, Uludağ üniversiteleri var. Bu düşünce hayata geçerse bu okulların fakülteleri bölünecek ve birinden en az iki yeni okul kurulacak. İşte bizim kolay çözümümüz bu!
Öncelikle bu okulları bölerken fakülteler neye göre ayrılacak? Yeni okulların isimleri ne olacak? Mezunlar, öğrenciler, okul yöneticileri ne düşünüyor? Bunların bazıları oldukça köklü ve yurt dışında tanınan okullar?.. Böyle bir bölme işlemi okulların durumunu genel olarak zora sokmaz mı?
İsim sorununa muhtemel bir çözüm Fransa'nın dünyaca ünlü üniversitesi Sorbonne gibi olabilir belki: Sorbonne-1, Sorbonne-2. İstanbul-1, İstanbul-2; Gazi-1, Gazi-2... Eğer bölünecekse en azından isimlendirmeyi bu şekilde yapmak en doğrusu olur. Ama işin bu noktaya gelmesine yine de izin verilmemeli.
Sorunun kaynağına inelim. Bölme nedenleri ne? Öğrenci fazlalığı ve bundan kaynaklanan yönetim güçlüğü. Peki soruyorum, öğrenci sayısını bugüne kadar kim belirledi? Üniversiteler mi? Hayır, YÖK. Bizzati hem okulları ahırlara çevirir gibi her sene kontenjanları katlayacaksın ikişer ikişer. Ve göz boyamak için buna yaparken hiç sormayacaksın öğretim elemanı, bütçe, altyapı bunun için yeterli mi diye. Sonra fark edince üniversitleri kapasite fazlası yüklediğini "Hadi, bunları bölelim!" demek kolay. Daha kolayı var, yardım edeyim: Kontenjanları düşürün! Sonra bu eksikliği gidermek için bu şehirlere yeni üniversitler kurun. Ama bir zahmet tabela üniversitler olmazsa iyi olur!
Yorum Gönder
Yorum yaparken Türkçe'yi doğru kullanma ve argo sözcüklerden kaçınma hassasiyetiniz için teşekkürler!