Seçimin Ardından

Uzun bir propaganda döneminden sonra nihayet yerel seçimler gerçekleşti. Birkaç münferit olay dışında seçimlerin başarıyla gerçekleştiğini söylemek mümkün. Böylece halk gelecek dört yıl boyunca kendisine hizmet edecek il ve ilçe belediye başkanları, il ve ilçe meclisi üyeleri ve muhtarları seçti. Şimdi seçilenlerin hizmetleriyle vaadlerini yerine getirme ve halkın bekleyip görme vakti başlıyor. Seçim sonuçları bazılarını mutlu bazılarını mutsuz etse de demokrasinin işleyişini görmek bu ülkenin her insanı için güzel.

Kısaca bazı durumlara yakın bakışta bulunmak gerekirse ilk durak İstanbul olur. Geçen dönem İBB Başkanlığı görevini yürüten ve gerçekleştirdiği birçok projeyle (özellikle metrobüs, Marmaray, şehir içi tüneller gibi trafiğe yönelik çözüm çalışmalarıyla) başarıyla hizmet veren Kadir Topbaş, %44 oyla yine başkanlığa seçildi. CHP'nin güçlü adayı Kemal Kılıçdaroğlu ise şehirde partisinin oylarını geçen yerel seçimlere göre neredeyse 10 puan arttırmayı başarsa da Topbaş'ın 7 puan gerisinde kaldı. Oy sayımlarına dair ilk sonuçların haber kanallarında yer almasıyla başlayan heyecan bir ara AKP ve CHP'nin İstanbul oylarının birbirine çok yaklaşmasıyla doruğa çıktı. Bu dakikalarda Kılıçdaroğlu'nun ekibinden Gürsel Tekin düzenlediği basın toplantısında kendilerine ulaşan bilgiye göre - bu bilgini kaynağını ısrarlı sorulara rağmen tam olarak yanıtlamadı - seçimi çok az farkla kazanacaklarını söyledi. Bunun üzerine karşılıklı toplantılar düzenlendi. Fakat gecenin ilerleyen dakikalarında İstanbul'un rengi belli oldu. Bundan sonraki dönemde Kılıçdaroğlu'nun siyasete hangi istikamette devam edeceği ise merak konusu. Nitekim CHP'li bazı kesimler artık Deniz Baykal'ın yerini başka bir isme devretme vaktinin geldiğini düşünüyor. Kılıçdaroğlu böyle bir yola mı yönelecek yoksa sonraki yerel seçimlerde yeniden mi gündeme gelecek, bunu zaman gösterecek.

Merakla sonuçları beklenen diğer bir il ise başkentti. AKP'nin ismini en son açıkladığı adaylardan biri olan Melih Gökçek üç dönem sonunda yine aday oldu. Seçim öncesi hakkında sıkça konuşulan Gökçek %38 ile yine kazanan taraf oldu. CHP'li Murat Karayalçın ise 7 puan farkla kaybetti. Ankara'da en çok dikkat çeken hususlardan biri ise 2004 seçimlerine göre yaşanan oy farklılıkları. Gökçek'in oyları tam 17 puan düşerken CHP'nin oyları 19 puan arttı. MHP de dikkat çekici bir başarı ile Ankara oylarını 22 puan arttırdı. Öyle görünüyor ki Gökçek Ankara'da gerçekleştirdiği hizmetlere rağmen halkla ve basınla iletişim noktasında aynı oranda başarılı değil. Gelecek dönem yine bu koltuğa aday olursa hükümdarlığını sürdürmesi bu kez çok daha zor olabilir.

Üzerinde durulması gereken sonuçlardan biri de DTP'nin başarısı. Temsil etmek istediği bölgede yönettiği il sayısını dörtten sekize çıkararak ikiye katlayan parti, kalesi olarak gösterdiği Diyarbakır'da da %65 ile açık ara kazanan oldu. Zaten bölge şehirlerinde DTP ile aktüelde mücadele eden tek parti AKP'ydi. Başbakan'ın ısrarlarına rağmen AKP istediği başarıyı burada gösteremedi. Bu sonuçlar da gösteriyor ki geçmişten beri süre gelen unutulmuşluk ve gelirin adaletsiz dağılımı bölge halkını siyasete artık etnik açıdan bakmaya yöneltiyor. DTP'nin ise belediye yönetimi ile halkın bu beklentilerini gerçekleştirme ihtimali düşük olsa da halk tepkisini göstermiş olduğuna inanıyor.

Seçimden hemen önce elim bir helikopter kazasında kaybettiğimiz Muhsin Yazıcıoğlu'na, memleketi Sivas'tan anlamlı bir armağan geldi. Sandık başına giden Sivaslıların yarısı BBP'nin adayı Doğan Ürgüp'ü belediye başkanlığına getirecek oylarını kullandılar. Bu durumu en çarpıcı şekilde gösteren istatistik ise önceki seçimlere göre şehirde BBP'nin oy oranının 30 puan artması. Ben de bu yazı vesilesiyle birkez daha Yazıcıoğlu'na Allah'tan rahmet diliyorum.

Her ne kadar bu bir yerel seçim olsa da ekonomik kriz ve beraberindeki işsizlik, Ergenekon davası gibi gündemin ağır olaylarının 2007 sonrası Türk halkının siyasi bakışını ne yönde değiştireceği merak ediliyordu. 2007 genel seçimleriyle karşılaştırıldığında AKP'nin oyları yaklaşık 10 puan düşmüş olmakla birlikte 2004 yerel seçimiyle karşılaştırınca bu düşüşün o kadar çarpıcı olmadığı görülüyor. Öte yandan dünyayı sarsan ekonomik kriz ve bu krizin özellikle yüksek işsizlik oranı olarak ülkemize yansımasına rağmen kriz dönemini, önceki dönemlere kıyasla daha iyi yöneten AKP böylece bu seçimde bir hezimetle karşılaşmaktan kurtuldu. Bu açıdan oy düşüşü ve kaybedilen bazı illeri içinde bulunulan dönemin özellikleri göz önünde bulundurarak değerlendirmek durumun AKP için o kadar da olumsuz olmadığını gösteriyor. Buna rağmen kazanılmış bazı illerde ikinci partilerle aradaki puan farkının çok az olması AKP için bir uyarı niteliğinde görünüyor. İktidar partisi AKP tarafından bu uyarının dikkate alınıp alınmayacağını, alındığı takdirde ne gibi açılımlar yapılacağını zaman gösterecek.

2 yorum

Bence seçimin ardından en muamma konu Kılıçdaroğlu meselesi. CHP'nin yönetici kesiminin değişme vaktinin geldiğini artık sosyal demokratlar bile kavramış durumda. Kılıçaroğlu'nun bir genel başkanlık ihtimalinde CHP'liler tarafından destekeneceğini sanıyorum. Tabii Deniz Baykal'ın onu blb adayı göstererek kuytua düşürdüğünü de unutmamalıyız...

Ak Parti için ise bir ikâzdır bu...

Yanıtla

Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin başkanlığı için aday olmayı isteyeceğini pek sanmıyorum ama parti içindeki muhalifler onu, buna ikna edebilirse olabilir. Bunu zaman gösterecek. Ama sanırım gelecek genel seçimlerde (hala Baykal başkan olursa) CHP oy kaybı yaşarsa bu kez Kılıçdaroğlu olmasa da başka biri Baykal'ın karşısına rakip olarak çıkarılacaktır diye düşünüyorum.

Yanıtla

Yorum Gönder

Yorum yaparken Türkçe'yi doğru kullanma ve argo sözcüklerden kaçınma hassasiyetiniz için teşekkürler!