Avrupa'nın En Büyüğü Manu

Kulüpler bazında Avrupa'nın ve hatta dünyanın en büyük futbol organizasyonu olan Şampiyonlar Ligi'nde final Çarşamba gecesi oynandı ve Chelsea'yi penaltılarda mağlup etmeyi başaran Manchester United, Avrupa'nın en büyüğü oldu.
Avrupa'nın dört bir yanından ülkelerinin en başarılı takımlarının katıldığı zorlu turnuvada dün gece final heyecanı vardı. Şampiyonlar Ligi'ne katılmayı başaran 32 güçlü takımın arasından sıyrılıp final oynama hakkını elde eden iki takım da İngiliz'di. Bir tarafta yıllardır Sir Alex Ferguson tarafından çalıştırılan, daha önce bu kupayı bir kez (Şampiyon Kulüpler Kupası'nı da dahil edersek iki kez) kazanmış, dünyanın en pahallı kulübü Manchester United; diğer tarafta bu turnuvada final heyecanını ilk kez yaşayan, sezon devam ederken menajer değiştirmiş Chelsea vardı. Bu yıl bu iki takım İngiltere Premier Ligi'nde de şampiyonluk mücadelesi vermiş ve mutlu sona ulaşan taraf Manchester United olmuştu. Lig şampiyonluğunu Manu'ya kaptırmış olan Chelsea bu kupayı kazanıp ezeli rakibine cevap vermek istiyordu. Manu ise sezonu kazanabilecekleri en büyük iki kupayla kapatmak istiyordu ve bu hedefine çok yakındı.
Ve final saati gelip çattı ve Rusya'nın başkenti Moskova'daki Luzhniki Stadı'nda hakem ilk düdüğü çaldı. Karşılaşmanın ilk yirmi dakikasında takımlar kontrollü oynamaya çalıştı. Bu bölümde maç daha çok orta saha mücadelesi şeklindeydi. Dakikalar 26'yı gösterirken sahneye süper yıldız Cristiano Ronaldo çıktı ve attığı kafa golüyle takımını 1 - 0 öne geçirdi. Bu golle maça heyecan geldi. Her iki taraf daha atak oynamaya başladı. Chelsea bir an önce gol bulup skoru eşitlemeye çalışırken Manu kontra ataklarla farkı arttırmak ve rahatlamak istiyordu. İlk yarının sonunda Chelsea ataklarının meyvesini aldı. Essien'in uzak mesafeden çektiği şut savunmaya çarpıp sekti ve topu önünde bulan Lampard fileleri havalandırdı.
İkinci yarıda da her iki takım atak oynadı fakat ilk yarının aksine daha etkin olan taraf Chelsea'ydi bu yarıda. Her iki takımın çabalarına rağmen ikinci yarıda gol gelmeyince maçta uzatmalara gidildi. Maçın başından beri sahadaki ikili mücadeleler sert geçmiş, zaman zaman tartışmalar çıkmış ve hakem kartını kullanmak durumunda kalmıştı. Uzatma dakikalarıyla birlikte futbolculardaki psikolojik baskının artmasıyla sahadaki gerilim de arttı. Yine bi ikili mücadele sonrası futbolcular araında arbede çıktı. Bu arbedede Vidic'e tokat atan Drogba'ya kırmızı kartını gösterdi hakem Lubos Michel. Stad zemininin kötü olması, yağmurun etkisi ve yorgunluk futbolcuların sıkça kramp problemiyle karşılşamalarına neden oldu. Bu nedenle zaman zaman oyuna ara verildi. Ve hakemin bitiş düdüğü çaldığında skor hala 1 - 1 di. Ve artık kupanın kime gideceğini penaltı atışları belirleyecekti.
İlk penaltı kaçıran oyuncu C.Ronaldo'ydu. Daha önce yarı finaldeki Barcelona maçında da penaltı kaçıran oyuncunu yüzündeki ifade ne kadar üzüldüğünü gösteriyordu. Sonraki penaltı atışları gole çevrildi. Chelsea'den Terry topun başına geldiğinde herkes nefesini tuttu. Bu atış gole çevrilirse Chelsea tarihinde ilk kez kupayı evine götürecekti ve Manu için herşey bitecekti. Diğer herkes atışları gole çevirmişken kendi penaltı atışını kalecinin üzerine göndermiş olan Ronaldo mağlubiyetten en çok üzülecek kişi olacaktı. Ama bir anda Terry'nin ayağı kaydı ve top direğe çarpıp döndü. Futbolda her an herşeyin olabileceği gerçeği bir kez daha kendisini göstermişti.
Sıra seri penaltı atışlarına geldiğinde her iki takım da ilk atışları gole çevirdi. İkinci atışlarda Giggs topu ağlara gönderirken, Anelka'nın atışını Van der Sar kurtardı. Penaltılarda 6 - 5 üstünlük sağlayan Manchester United Şampiyonlar Ligi şampiyonu oldu.
Futbol severlere heyecan dolu anlar yaşatan final maçının sonunda bir tarafta hüzün bir tarafta sevinç vardı her finalde olduğu gibi. Başta Terry olmak üzere Chelsea'liler bu kadar yakınında oldukları kupayı kaldıramamanın üzüntüsünü yaşarken kulübün Rus patronu Abrahamoviç belki de birkaç yılda bir milyar Euro'ya yakın para yatırdığı takımın neden bir türlü bu kupayı alamadığını soruyordu kendi kendine. Öte yandan Manchester United'lılar için rüya gibi dakikalar yaşanıyordu. Ve nihayet UEFA başkanı Michel Platini kupayı Manchester United takımına verdi.

Yorum Gönder

Yorum yaparken Türkçe'yi doğru kullanma ve argo sözcüklerden kaçınma hassasiyetiniz için teşekkürler!