Bilinçaltı 3: Subliminal Reklamcılık


Bu yazı dizisinin ilk bölümü olan "Bilinçaltı 1: Günümüz Dünyasında Ekonomi"de bir parçası olduğumuz ekonomik sistem hakkında biraz konuştuk. İkinci yazı olan "Bilinçaltı 2: Bilinç ve Ötesi"nde bilinç ve bilinçaltı kavramlarına bilimsel bir yaklaşımla göz attık. Yazı dizisinin bu bölümünde ise bütünleştirici bir yaklaşımla sözün özüne varmaya çalışacağız.

Hepimizin filmlerden aşina olduğu hipnoz nedir? Benim de bu konuda bilgi sahibi olduğum söylenemez ama bir çeşit profesyonel uygulama ile kişinin bilinçaltına inildiğini ve hipnoz altındaki dimağıdan istenen bilginin elde edildiği veya istenilen bilginin bilincin süzgecine takılmadan zihne gönderildiği özel bir psikolojik haldir. Bildiğim kadarıyla hipnoz modern psikolojide halen başarıyla kullanılıyor. Elbette kişi bu uygulamaya kendi rızasıyla giriyor. Ancak hipnoza benzer bir yöntemin hemen hergün korunmasızca etkisi altında olduğumuzun farkında mısınız?

İster ticari anlamda olsun isterse ideolojik, bir fikri insanlara empoze etmek için kullanılan materyal ve yöntemler reklamdır. Film, afiş, logo vb birçok reklam malzemesi başta televizyon ve hızlı bir ivmeyle artan şekilde bilgisayar ve diğer iletişim araçları vasıtasıyla görsel ve işitsel iletilerle bilnçaltımıza kontrol edemeyeceğimiz mesajlar gönderiyor. Çünkü normal bir reklamda bir ürün tanıtılır ve size sadece bir dahaki alış-verişinizde bu ürünün de seçenekler arasında olduğunu hatırlamanız mesajı verilir. Reklamda kullanılan bütün o abartılı özelliklerine ve şahşahasına rağmen basit bir mantıksal süreçle ürünü diğerleriyle kıyaslar ve bir seçim yaparsınız. Oysa subliminal reklamcılıkta mesajlar gizlidir ve dikkatli incelenmediği takdirde fark edilemez. Ancak ilk yazımda da bahsettiğim gibi fark etmemeniz algılamadığınız anlamına gelmez. İşin önemli yanı ise bir kez daha tekrarlayacağım gibi subliminal mesajları değerlendirememizdir.

Şimdi biraz daha somut konuşalım. İlk kez 1900'lü yılların başında Amerikalı psikoloji profesörü Knight Dunlap, şuurla algılanamayan gizli gölgeler vasıtasıyla aynı uzunluktaki iki çizginin farklı algılanmasını sağladığında bilinçaltına gönderilen gizli mesajların etkisi kavrandı. James Vicary adlı reklamcılık uzmanı ise bugün 25. kare olarak bilinen metodu uyguladı. Sinema salonunda yaptığı deneyde filmin içine aralıklarla tekrarlayan saliselik kareler yerleştirdi. Sinema izleyicisi filmi izlerken hiç fark etmediği "Kola iç!" ve "Patlamış mısır ye!" subliminal mesajlarına maruz kalıyordu. Sonuç şaşırtıcıydı: kola satışları % 18.1 ve mısır satışları % 57.7 artmıştı. Bunlara benzer denemeler on yıllar boyunca çoğunlukla gizlilik içerisinde devam etti. Çok ilginç bir başka örnek ise şudur: Marlboro firması ilk kurulduğu yıllarda işler iyi gitmez ve şirket iflasın eşiğindedir. Sonra birisi çıkagelir ve yönetim kuruluna "Satışları bir ayda üç katına çıkarmam karşılığında şirketin yüzde elli ortağı olurum," der. Çaresizlik içindeki yöneticiler merakla teklifi kabul ederler. Adam depolardaki boş Marlboro kutularını ayaklarıyla ezdirtip uçakla gök yüzünden şehirlerin üzerine boşaltır. Boş Marlboro kutularının bilinçaltı etkisi sigara içicilerini "Bu kadar çok içildiğine göre..." mesajıyla Marlboro satın almaya yönlendirir. O ayki satışlar adamın vaad ettiğinden bile fazla gerçekleşince adam şirkete ortak olur. İşte o adam Philip Morris'tir.

Bilinçaltı mesajlar bugün ister ticari amaçla olsun isterse başka amaçlarla, birçok medya aracılığıyla uygulanmakta. Yazıyı yorumlarıma boğmadan gerçek örnekler vermeye devam ediyorum:

Irak'ın ABD tarafından işgali sizce de beklenenden daha kolay gerçekleşmedi mi? Aslında burada da subliminal mesaj uygulaması var. İşgalden önceki yaklaşık bir yıl boyunca Irak radyolarında özellikle de Kur'an yayınlarının altında çok düşük frekanslı "Direnmeniz faydasız!" gibi mesajlar bilinçaltına yönlendirilmiştir. İşitsel bilinçaltı mesajları bunun gibi birçok örnek içerir: Mesela Disney'in ünlü çizgi filmi Alaaddin'de çalınan şarkılardan birinde bir erkek sesi çok hızla "Elbiselerini çıkar!" mesajını verir. Bazı rock şarkılarında şarkı sözleri tersten okunduğunda satanist mesajlar içerir.

Görsel subliminal mesajlarda özellikle iki imge önem kazanır. İnsanoğlu diğer tüm canlılar gibi yaşam ve ölüm kavramlarına özellikle duyarlıdır ve dolayısıyla bilinçaltlarımızda bu iki kavramı çağırıştıran ögelere daha hassastır. Yani ölüm veya yaşam ile ilişkili ögelerle birlikte sunulan ürün bilinçaltına daha çok hitap eder. Bu yüzden özellikle yaşam, onun kaynağı doğum ve onun aracı olan cinsellik subliminal reklamcılıkta özellikle tercih edilir.

Buna ilişkin birkaç örneği görsel olarak paylaşıyorum: (Not: Reklamlardaki gizli mesajlar dikkatli bakıldığında fark ediliyor. Okuyucuların hassasiyetine duyarlılık ilkesi gereği açıklamaları yazmıyorum.)

Pepsi kola kutusu


Coca Cola "Kıvrımları hisset!" reklamı


Crest reklamı


İngiliz gazetelerinde bir reklam


Şimdi de çizgi filmlerde yer alan bilinçaltı mesajlara birkaç görsel örnek verelim:

Aslan Kral'dan bir sahne


Bir başka çizgi film



Ve bir diğeri


Son olarak birçok örneği bir araya getiren bir YouTube videosunu paylaşıyorum: (Not: Videoyu göremiyenler için linki: http://www.youtube.com/watch?v=Ng6hQfGzQig )



Bu üç bölümlük yazı dizisi boyunca konuya tümsel bir yaklaşımda bulunduk ve gerçek örnekleri, bilimsel dayanağı, tarihsel gelişimi ile bilinçaltı hakkında birçoğumuz için yeni ve şaşırtıcı olan bilgileri paylaştık. Konu daha da detaylandırılabilir ama bence genel bir bilgi vermesi açısından gereğinden fazlasını zaten konuştuk. Meraklılar veya hala inanmakta güçlük çekenler internette konuyla ilgili Türkçe veya İngilizce birçok yazı, resim ve videoya ulaşabilirler.

Bu yazı dizisinin amacı insanları habersiz oldukları bir tehlikeye karşı uyarmaktır. Herhangi bir ideolojik veya ticari amaç taşımamaktadır. Reklamsız yayıncılık ilkesini benimseyen DRT23, bu yazıda mecburi olarak reklam ögelerine yer vermiştir. Yazıda yer alan bilgiler bilimsel veri değeri taşımaz.

Yazı Dizisinin Sonu

14 yorum

Çok akıcı ve güzel bir yazı dizisiydi. Emek verilerek hazırlanan bir yazı ve blog. Seninle gurur duyuyorum.

Yanıtla

Diziyi beğendiğine sevindim. Eyvallah!

Yanıtla

Bizi bu konuda bilinçlendirdiğiniz ve emek verdiğiniz için size çok teşekkür ediyorum...

Yanıtla

@ Adsız (20 Mart 16:31),

Rica ederim. Faydalı bir paylaşım olduysa ne mutlu bana.

Yanıtla

arkadaşlar MYNET logosundaki "net" kısmında sex yazıyor. Az önce keşfettim buyrun bakın:
http://img695.imageshack.us/img695/6127/adszzp.jpg

Yanıtla

@ Adsız (26 Haziran 01:03),

Biraz rötuşla ve dikkatle bakınca öyle okunabiliyor ama bence bu biraz zorlama olur. Çünkü, normal logoya bakınca böyle bir çağrışımın olduğunu söylemek zor.

Yanıtla

Oha aq.. Zorla bi yerinizden uydurmussunuz. Neresinde yazıyor o. Bi yerini silmiş bilmem napmıs? :S

Yanıtla

Yazıyı hazırlayan arkadaşa teşekküler, ancak bir iki ekleme yapmadan duramayacağım. Vicary isimli kişi, laboratuvar ortamında yapılan araştırmalarda 25. kare etkisinin varolmadığını gösterilince kendi bulgularının aslında uydurma olduğunu da açıklamıştır. Bir diğer nokta, kimseyi isteği dışında hipnotize edemezsiniz ve hipnotize olmayı kabul etmiş kişilerde hipnotizma altındayken o kadar da bilinçsiz değildir. Örneğin, hipnotizma altındaki bireye camdan aşağı atlayıp kendini öldür dediğinizde bu komutu yerine getirmez. Birinin bu isteğinizi yerine getirmesini istiyorsanız ona bazı psikotik ilaçlar vermeniz daha kesin bir yol olur. Subliminal mesaj vermek için en iyi yöntem görsel uyaranlar kullanmaktır. Yani radyoda düşük frekansala bir cümle söylediğinizde insan zihni bunu duymaz, anlamaz. Zihin, ancak tek bir kelimeyi duyabilir, ama bunun da kişi üzerindeki etkisi ne yazık ki, bir-iki dakikayı geçmez. Keşke subliminal mesaj verip bunun doğrudan etkisini gömek söylendiği kadar kolay olsaydı, o zaman laboratuvarda insan zihnin işleyişini anlamak için yaptığımız çalışmalarda binlerce liralık ekipmanlar kullanmak zorunda kalmazdık. Ama yazıdaki bir fikre katılmamak elde değil, marlboro örneğindeki gibi medyanın bize açık açık verdiği mesajların altında yatan anlamları daha dikkatli değerlendirmek lazım.

Yanıtla

@ Adsız 27 Kasım 2010 04:12,

Ben de paylaştığınız bilgiler için size teşekkür ederim.

Yanıtla

Sizin kafanız bunlaramı çalışıyo ? ne kadar abazasınız ya çocuklar bunları farketmez , farketseler bile unutur giderler.

Yanıtla

@ Adsız 10 Şubat 2012 16:20;

:) Bilinçaltı mesajların iletilmesi için kişinin mesajı fark etmesine gerek yok. Üstelik bilinçaltı hafıza kolay kolay unutmaz, bir nevi bilgi çöplüğü gibidir.

Yanıtla

Çok (çok) etkilendim. Ve siz de hakkını vermişsiniz yazıların. Arkadaşlar, size şuan canlı bir örnek verebilirim, Star Tv de yayımlanmakta olan Acayip Hikayeler adlı kısa hikayelerden oluşan dizide (belki dalga geçme amaçlı) bu yöntem uygulanmakta. İnternetten araştırdığınızda hemen karşınıza çıkacaktır.

Yanıtla

@ Adsız 3 Mayıs 2012 01:25;

İltifatınız ve paylaşımınız için teşekkür ederim.

Yanıtla

çok güzel konuları ele almışsınız hocam çok faydalandım

Yanıtla

Yorum Gönder

Yorum yaparken Türkçe'yi doğru kullanma ve argo sözcüklerden kaçınma hassasiyetiniz için teşekkürler!